Birden on yedi yaşa dönersin
Yaşadığını bilemediğin on yedine;
Bir tank paleti ya da postal sesi duyduğunda;
Sokakları yırtan çığlıkları
Leşleri görürsün, gözünün bebeğinde
Dökülür lağım suları
Yüreğinden beynine doğru
Ve cehennem sana, cennet gibi görünür
Rabbinin yapısı utanır olur kullarının yaptığından
Gençler parçalanır asfaltların üstünde
Tecavüz edilir kardeşlerine coplarının uçlarıyla
Bir adana sonbaharı gelir aklına, tabutluklar gelir sonra
Voltajını hesaplayamadığın acılar
Orada “Allah” yoktur, “ Peygamber”de izne çıkmıştır;
Ve orada bir tek adam anlatılır sana, yunan tanrıları gibi
zannedersin ki
“Ares” izinden dönmüştür, postallarıyla gırtlağına basar;
Ölümün tercih edildiği anlar yaşanır sonra Mamak’ta, Metris’te
Ve de Diyarbakır’da;
Sonra terazi dengelenir kellelerle kanlı
17’mi desem, 20’mi ya da 25’mi
birden TRT’den o ses fışkırır, ağzı küf kokan
yüreği leş kokan o ses;
sonra eller semaya açılır;
“canımı alsaydın Rabbim” der birileri
ama uğruna ölümü göze aldıkların; avuçları patlarcasına alkışlar
riyakarca;
aslında bilir ki kan kusuyordur, ama aç sırtlanlar gibi leşin üstüne çullanır
ne yediğini bilmeden;
yine de sen direnirsin ve Rabbine dua edersin
“Mazlumun ahını bırakma Rabbim, doğrusu en iyisini sen bilirsin”
Yine bir tank sesi duydum ve postal…………..
4 Temmuz 2013




Yorum bırakın