Tarihe Cemel Vakası olarak geçen, bir tarafta Hz. Ali, diğer tarafta, Hz. Ayşe, Talha ve Zübeyir’in olduğu kanlı bir savaş yaşanmıştı. Katledilenler arasında Muhammed bin Talha’da bulunuyordu, Bu Muhammed, Ali’nin seçkin ve yakın dostlarından biriydi. Ali, onu öz evladı gibi seviyor ve eğitimine özen gösteriyordu. O da Ebubekir’in oğlu Muhammed gibi, babasının değil Ali’nin yanında oturduğu için Cemel savaşı başında, Ali’nin yanında idi. Babası Talha onu davet etti, gitmedi. İkinci bir mektupla davet ederek Ali’ye, bir evladın babasının yanında bulunması gerektiği kanaatine sahip olduğunu ileri sürdü. Ali, Muhammed’e izin verdi, babasının yanına gitti. Savaşta zorunlu olarak babasına eşlik etti. Fakat, safların ortasında, kalkanı ayaklarının altında, iki parça ettiği kılıcı kalkanının yanında, elleri göğsünde kavuşmuş olduğu halde durdu… Ve Şehid oldu. İmam Ali sevgili evlatlığını başsız, kalkanının üzerine düşmüş, kolları niyaz ve teslimiyet halini gösterir bir şekilde göğsüne kavuşmuş bir şekilde gördüğü zaman, feryatlarla ağlamaya, o gül renkli hazin başı koklayıp öpmeye başladı. Çevresindekiler ve onu çok sevenler birer birer hayatlarını kaybediyorlardı.

Muhammed İbnül Hanefiyye, Hz. Ali’nin, Hasan ve Hüseyin dışındaki diğer oğluydu, Annesi Hanife oğullarındandı, Kureyş’ten değildi. Kureyş, onun çağdaşlarının gözünde soy ve şerefce Hanife oğullarından daha üstündü. Soy olarak durum böyleydi, şerefce üstünlüğe gelince, bu daha açık: Hasan ve Hüseyin’in annesi, Peygamber Hz. Muhammed’in  kızı Fatıma’dır. lbnu’l-Hanefiyye’nin annesi ise Hanife oğullarından Cafer bin Kays’ın kızı  Havle’dir. Bunun da ötesinde, çeşitli rivayetler anasının tutsak edilen bir cariye olduğunda birleşir; Halid bin Velid, dinden dönme savaşları sırasında onu tutsak almıştı. Tutsaklar içinde Medine’ye getirmişti. .

Kendisi hem Cemel vakasında, hemde, Sıffin  savaşında bunun bir fitne olduğunu söylüyordu. Ali’de oğluna babasının taraf olduğu bir vakayla ilgili böyle konuşmasının doğru olmadığını söylüyordu. Buna rağmen savaş meydanında sonuna kadar çarpıştı. Babası, Hasan ve Hüseyin’in canından korktuğu için onları savaştırmazken, Muhammed İbnül Hanefi’yi savaş meydanına sürüyordu. Daha sonra babasının niye böyle yaptığı ile ilgili bir soru sorduklarında,

‘Hasan ile Hüseyin babamın gözleriydiler, bense eliydim. Eliyle gözlerini korudu demişti!’

İmam Ali şehit edilince, elleri kendisini korumayı bilmişti ama iki gözünü kör ettiler!

Podcast also available on PocketCasts, SoundCloud, Spotify, Google Podcasts, Apple Podcasts, and RSS.

Yorum bırakın

  • AY YIKANIYOR SULARDA

    Ürkütmeden salkım söğütleri, Bir çocuk bisiklet sürüyor patikada. Yuvasına su taşıyan bir kırlangıcın Laciverdi kanatları değiyor Kumral saçlarına Az sonra Gökova’nın Kızılçam tepelerinden Kızarmış bir tandır ekmeği gibi, Ay süzülüyor. Şavkı yıkanıyor Azmak’ın suyunda Ve Bir garip şair; Usulca sokuluyor sazlıklara; Bir avuç buz gibi suyu çarpıyor Yüzüne -arka cebinde eski bir şiir defteri- Hayıt…

  • Sosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe

    CİHAN TUĞAL Bir yanda cinsel tacizciler, diktatörler, hırsızlar, milyarderler… Diğer yanda ezilen kesimlerin geniş bir cephesi. Çoğunluk, tercihini ikincisinden yana yaptı. Trump ve Amerikan sağı, Mamdani’yi New York belediye başkanlığına seçtirtmemek için Demokratik Partinin en kirli zenginleriyle birlikte aylardır uğraşıyorlar. İnanılmaz paralar döküldü. Çirkin iftira kampanyaları düzenlendi. Demokratların eski belediye başkanlarından Bloomberg, kesenin ağzını sonuna…

  • SEVGİLİM BEN ŞİMDİ

    Sevgilim ben şimdi büyük bir kentte seni düşünmekteyim Elimde uçuk mavi bir kalem cebimde iki paket sigara Hayatımız geçiyor gözlerimin önünden Çıkıp gitmelerimiz, su içmelerimiz, öpüştüklerimiz ‘’ Ağlarım aklıma geldikçe gülüştüklerimiz ‘’ Çiçekler, çiçekler, su verdim bu sabah çiçeklere O gülün yüzü gülmüyor sensiz O köklensin diye pencerede suya koyduğum devatabanı Hepten hüzünlü bu günlerde…