Bir gün sesleneceğim dünyaya,
Hey diyeceğim,
Hey insanlar, hey ademoğulları, hey havva kızları heyy
Güneş doldurdum sırtımdaki heybeme
Ve
Ay’ı koydum kolumdaki sepete,
Ceplerimde yıldızlar dolu, haydi gelin misket oynayalım
Geceden karanlığı,
Gündüzden aydınlığı çalacağım,
Genç olursam,
Genç öleceğim,
Yaşlanırsam hiç ölmeyeceğim ama,
Hiç değilse
Genç olabilmenin ihtimaline aşık olacağım,
Çerçileri çağıracağım yıllar ötesinden,
Onlar da seslenecek çerçi geldi, çerçi geldi diyecekler
AVM’ler çatlayacak hasetinden,
Benetton patlayacak, Waikiki de delirecek
Bir kenger sakızı alacağım, bir de fasulye şekeri
Sonra
Heybemdeki güneşi çıkaracağım
Fıkaraları ısıtacağım onunla,
Kemikleri ısınacak her birinin
Bitlerini temizlerken gerine gerine,
Sesleneceğim onlara,
Hey insanlar diyeceğim heyy,
Hey ademoğulları, hey havva kızları heyy
Haydi gelin misket oynayalım
Ve
Sepetimdeki Ay’dan parçalar koparacağım,
Geceler hep aydınlık olacak, gündüzler hep aydınlık
Ve sonra
Huzurla ve huşuyla bileklerimi keseceğim
Jilet atacağım göğsüme
Damarlarımı doldururken irinle
Tertemiz kanımı enjekte edeceğim masumlara
Masumluğun cennetinde onlara köşkler hazırlayacağım
Bütün duvarlarını kendi ördüğüm,
Sonra sesleneceğim dünyaya,
Heyy insanlar diyeceğim,
Hey ademoğulları, hey havva kızları heyy
Haydi gelin misket oynayalım
Ve de bahçeler yapacağım, Aden dolaylarından,
Kapısında sıratlar, yıldızlardan yapılmış
Sonra bir Sufi’nin üflediği
Bir ney’in derinliğinde semâya doğru
Kanatlandıracağım beynimi,
TNT kalıplarının üzerinde oturup
İçindekileri uçururken dünyaya sesleneceğim
Evet, Sesleneceğim dünyaya,
Hey ademoğulları, hey havva kızları heyy
Haydi gelin misket oynayalım diyeceğim,
gülümseyerek




Yorum bırakın